top of page

Çizer Olarak Uzun Soluklu Projelerde Çalışmak

Son 4 yılımı; üzerlerinde 2’şer yıl çalıştığım iki atlas resimlemek, üçüncü yılına giren birer yıllık illüstrasyon kulübü programlarını hazırlayıp sunmak, grafik roman ve web comic çizmeye başlamak, belgesel için mini de olsa animasyonlar yapmak ve uzun soluklu olmadığı için saymadığım onlarca proje üzerinde çalışmakla geçirdim. Sanırım çizer olarak uzun soluklu projelerde çalışmakla ilgili neler hissettiğimi artık açıklama vaktim geldi.


Güzel Ülke Atlası'nın kapağında da kullanılan Pamukkale illüstrasyonu

Her şey Güzel Ülke Atlası ile başladı

Türkiye’nin 52 gezilip görülesi yerini çizmemi istediklerinde, bunun Urban Sketches koleksiyonumdan beri düşlediğim şey olduğunu fark etmiştim. Yalnızca Taze Kitap ile ilk çalışmam değildi, çocuk edebiyatı alanındaki de ilk işimdi (aslında Evde Zürafa Bakımının Zorlukları daha önce basıldı ama atlas üzerinde çalışmaya ondan sadece birkaç gün önce başlamıştım, bu yüzden ilk göz ağrımdır). Üstelik çok ama çok detaylı illüstrasyonlar çizecektim. Üstelik 52 tane!


Atlasın yayın yönetmeni Halenur Çalışan bana o kadar şahane çizim yönergeleri gönderiyordu ki, o 52 detaylı illüstrasyonu ne ara nasıl çizdim, nasıl bitti hiç anlamadım. Son illüstrasyonlara geçtiğimde proje biteceği için üzüldüğümü hatırlıyorum :)


Dünyanın Öbür Ucunda Kim Var? için çizdiğim Çin Yeni Yıl Festivali illüstrasyonu

Güzel Ülke Atlası, Aralık 2020’de çıktı. Ocak 2021’de, ikinci atlasın ilk çizimlerini yapmaya başladım. Bu sefer dünyanın farklı yerlerinde yaşayan insan topluluklarını çizmem isteniyordu. Mekan çizmeyi ne kadar sevdiğim belli de insan çizmek o zamana kadar pek bayıldığım bir şey değildi doğrusu. Bu ikinci atlas bana içeriğiyle de çok şey öğretti ama en çok figür çizmeyi sevebileceğimi öğretti. Dünyanın Öbür Ucunda Kim Var? Geçtiğimiz ay ilk baskısını yaptı. Şimdiden Taze Kitap’ın en sevilen atlasları arasında yerini aldı.


İllüstrasyon Kulübü derslerinden birinde çalıştığımız ev maketi ve illüstrasyonu

Günlük atölyelerden İllüstrasyon Kulübü’ne

Nisan 2017’den pandemiye kadar İzmir, Ankara; Londra ve Üsküp’te onlarca illüstrasyon atölyesi düzenledim. Bu atölye çalışmalarından bir kısmını da İzmir Kardıçalı Han’daki kendi atölyemde yaptım. Pandemiden itibaren bu eski günlük veya aylık programlara dönmek yerine, programları senelik hazırlamaya başladım. Çünkü katılımcılar ancak çizim yapmayı alışkanlık haline getirdiklerinde çok daha iyi çiziyorlardı. Ben de Eylül 2020’de ilk 9 aylık programı paylaştım. Beklediğimden de çok ilgi görünce programdan sonra bir yaz okulu düzenledim. Eylül 2021’de bir 9 aylık programa daha başladım, geçtiğimiz yaz 3 farklı atölye serisi düzenledim. Sonbaharda üçüncü yıl programına başladık, her şey yolunda gidiyor.


Yıllar içerisinde benim de, katılımcıların da nasıl değişip geliştiğini gözlemlemek İllüstrasyon Kulübü programının en sevdiğim yanı. Bu program sayesinde bir sürü insan tanıdım, yeni arkadaşlıklar kurdum.


İnsanın kendi ergenliğinde 20 yıl sonra boğulması lunaparka gitmek gibi. Girişte sağdaki lunapark aynalarında zayıf versiyonunu ararsın, tırtılı artık es geçip ahtapotla korku tüneli arasında kalırsın. Aslında korku tünelinden değil kamikazeden korkar, Ege güneşine binip kendini göklerde bulursun. Yemek yemediysen eğlencene radara binerek devam edersin.


İzmirli olmayanlara bunlar ne kadar tanıdık geldi, emin değilim. Söylemek istediğim şey, ergenlikte kendini keşfedip hem kendinle, hem herkesle savaştığın o ruh halini 20 yıl sonra hatırlamanın tuhaflığı… Derya ile birlikte Aslında Yüzü Güzel üzerinde çalışırken 2000’lerin başını deşiyoruz. Hem kendi ergenliklerimizle karşılaşıyor, hem ülkemizde ve dünyada o aralar neler oluyordu onlara bakıyoruz. Winamp 2000’ler Spotify listesini de grafik roman üzerinde çalışırken hazırlamıştım.


Bir süredir, kitapta yer almayacak ve çoğunluğu baş karakterimiz Ela’nın 30’lu yaşlarını içeren mini hikayeleri Instagram hesabımızdan paylaşıyoruz. Gelen geri bildirimlerden, şimdiden diyalog başlatıcı olduğunu görmek bizi çok ama çok mutlu ediyor.


Çok gizli belgesel - Çığlık içerir

Geçtiğimiz ilkbahar, işlerini bayılarak takip ettiğim iki kişi, yapmayı planladıkları belgesel için bir sürü mini animasyona ihtiyaç duyduklarını ve benim yapmamı istediklerini söylediler. Devam eden bir proje olduğu için daha fazla detay veremiyorum ama hem birlikte çalıştığım kişiler, hem belgesel (ham halini gördüm,evet), hem anlatılma biçimi öyle güzel ki… Bu durum da beni epey heyecanlandırıyor haliyle. Çizimleri yaparken ara ara durup çığlık atasım geliyor. Maşallah desem iyi olur.


Belgeseli bu yıl içerisinde izleyebileceksiniz. Heyecandan çığlık atıp geliyorum.


——-


2015’ten beri bunlar dışında kendim için çizip ürünlere dönüştürdüğüm de, bireysel veya kurumsal siparişler için çizdiğim de oldu. Bahsettiklerim dışında Türkiye ve Makedonya’dan 4 yayınevi için 5 kitap resimledim. Çoğunu da çok sevdim :)


Bakalım gelecek neler getirecek.



Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page